Evet, bir çölyaklının eşi olmak çok özel ve zor bir durum. Hemşire olmama rağmen çölyak ne demek bilmiyormuşum. Sağlık sektöründe olup bir hastalığı bilmek başka, o hastalığı yaşamak bambaşka bir şeymiş. Evlenmeden önce eşim zor olabileceğini anlatmak istedi bana. Bende başta önyargılı oldum. Korktum! Ama işin içine aşk, sevgi bir de sağlık girince hiç de zor değilmiş. Zor olan yanı; aynı sofraya oturup aynı ekmeği yiyememek, sen istediğini yiyebilirken onun istediğini yiyemeyişi ya da sokakta yürürken senin aldığın tazecik sıcacık simit kokusu sana tanıdık gelirken çölyaklı eşinin hasret kaldığı lezzet olması. En kötüsü de arkadaşlarınız sizi yemeğe davet ettiğinde ya önceden yiyebileceklerini anlatırsınız (tabi samimiyseniz), ya yanına alırsınız yiyeceğini ya da siz sofrada yemek yerken o ikramları reddetmekle yetinir. İşte fedakârlık burada başlıyor. Siz dışarda sırf onun canı çekmesin diye birşeyler yemek istemezsiniz. Ya da onun canı ne çekerse evde kendi imkânlarınızla glütensizini yapmak için uğraşırsınız. Aslında bunu yapan sadece eş değil, anneler, ablalar, babalar hatta tüm aile.İşte benim hikâyemin can alıcı başlangıcı…Eşimle tanıştıktan sonra ona glütensiz tarifler yapmak onu mutlu etmek için çok uğraştım. Elim de biraz yemek yapmaya yatkındır. Bunun verdiği cesaretle normal kek, pasta, börek tariflerini glütensiz olarak yapmaya başladım. Ve beklediğim sonucu çok fiyasko yaşamadan elde ettim. Baktım ki ben başarabiliyorum, neden başkalarına yardımcı olmayayım? O yüzden de yaklaşık 6 ay önce bir blog sayfası açtım. Takdir edersiniz ki çevre pek olmayınca geniş bir kesime hitap etmek zor oluyor. Ama bir şekilde tariflerimin yayılıp diğer çölyaklı dostlara ulaşmasını sağladım. Tek istediğim benim gibi zorlanan ya da çölyaklı bir aile bireyi olanlara yardımcı olmak. Ve tabi ki çölyaklıların da bizim gibi yiyebileceği yemekler elde etmek ve bunun herkese ulaşmasını sağlamak. Bu amaçla çıktığım yolda aldığım sonuçlar beni mutlu etti. Umarım daha da yararlı olmak için daha da fazlasını başarabilirim.
23 Şubat 2015 Pazartesi
BİR ÇÖLYAKLI’NIN EŞİ OLMAK…
Evet, bir çölyaklının eşi olmak çok özel ve zor bir durum. Hemşire olmama rağmen çölyak ne demek bilmiyormuşum. Sağlık sektöründe olup bir hastalığı bilmek başka, o hastalığı yaşamak bambaşka bir şeymiş. Evlenmeden önce eşim zor olabileceğini anlatmak istedi bana. Bende başta önyargılı oldum. Korktum! Ama işin içine aşk, sevgi bir de sağlık girince hiç de zor değilmiş. Zor olan yanı; aynı sofraya oturup aynı ekmeği yiyememek, sen istediğini yiyebilirken onun istediğini yiyemeyişi ya da sokakta yürürken senin aldığın tazecik sıcacık simit kokusu sana tanıdık gelirken çölyaklı eşinin hasret kaldığı lezzet olması. En kötüsü de arkadaşlarınız sizi yemeğe davet ettiğinde ya önceden yiyebileceklerini anlatırsınız (tabi samimiyseniz), ya yanına alırsınız yiyeceğini ya da siz sofrada yemek yerken o ikramları reddetmekle yetinir. İşte fedakârlık burada başlıyor. Siz dışarda sırf onun canı çekmesin diye birşeyler yemek istemezsiniz. Ya da onun canı ne çekerse evde kendi imkânlarınızla glütensizini yapmak için uğraşırsınız. Aslında bunu yapan sadece eş değil, anneler, ablalar, babalar hatta tüm aile.İşte benim hikâyemin can alıcı başlangıcı…Eşimle tanıştıktan sonra ona glütensiz tarifler yapmak onu mutlu etmek için çok uğraştım. Elim de biraz yemek yapmaya yatkındır. Bunun verdiği cesaretle normal kek, pasta, börek tariflerini glütensiz olarak yapmaya başladım. Ve beklediğim sonucu çok fiyasko yaşamadan elde ettim. Baktım ki ben başarabiliyorum, neden başkalarına yardımcı olmayayım? O yüzden de yaklaşık 6 ay önce bir blog sayfası açtım. Takdir edersiniz ki çevre pek olmayınca geniş bir kesime hitap etmek zor oluyor. Ama bir şekilde tariflerimin yayılıp diğer çölyaklı dostlara ulaşmasını sağladım. Tek istediğim benim gibi zorlanan ya da çölyaklı bir aile bireyi olanlara yardımcı olmak. Ve tabi ki çölyaklıların da bizim gibi yiyebileceği yemekler elde etmek ve bunun herkese ulaşmasını sağlamak. Bu amaçla çıktığım yolda aldığım sonuçlar beni mutlu etti. Umarım daha da yararlı olmak için daha da fazlasını başarabilirim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder